Kayıtlar

Aralık, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KIZLAR MANİFESTOSU

Resim
   “Ağlamak, kimsenin görmediği içimizdeki dünyayı taşıyan geminin çevresinde bir deniz yaratır. Gözyaşları gemimizi oturduğu kayalıklardan çıkararak yeni bir yere, daha iyi bir yere götürür.” Şebnem İşigüzel’in Venüs romanının 120. Sayfasında böyle diyor. Gerçekten de romandaki anlatıcının ailesinin ağlanacak, ağlamaklı ve yer yer esprili, eğlenceli gizli tarihinde bizi taşıyan o görünmeyen gemi birkaç limana uğruyor. İstanbul ve Londra gibi. Daha iyi bir yere taşıyor mu o biraz muamma. İyi bir yere taşımak için epeyce bir uğraşıp çabaladığını söyleyebiliriz.     Roman birinci tekilden anlatılıyor ve her zaman söylediğim gibi inandırıcı olmanın ilk kuralını yerine getiriyor. Farklı kişilerin öyküleri aynı ailenin (anlatıcının) öyküsüyle ustalıkla birleşiyor. Birleştiği yerden devam ederken hiç sekteye uğramadan sular seller gibi akıp gidiyor. Kimi kendi hazin ve çarpıcı hikâyesini bizzat anlatırken kimi de bir deftere yazmayı denemiş. Kimsenin yaşantısı...

CİĞERSİZLER

Resim
       Yine hiç çalışmadığım yerden hayat sınava tutuyor beni. Hazırlıksız yakaladı, apansız çöreklendi üzerime. Kaçacakmışım gibi-kaçacak nerem varsa-kıskıvrak tuttu kolumdan. Oysa daha çok zamanım var sanıyordum. Hazırlanabilirdim. Daha dün güllük gülistanlık değil miydi her yer. Her yer değilse bile bu şehir. Nerden çıktı şimdi bu gökyüzünün kızgınlığı,   soğuk nefesi, buz gibi yüzü.     Penceremin susmayan ıslığı sabaha kadar benimle konuşmak istiyor. Yüz vermiyorum gevezeliğine. Dur diyorum, elbet bir dostun ılık nefesi yetişir imdadıma. Kaçırıyorum gözlerimi, üzerime gelmeye devam ediyor, anlıyorum ki çözüm değil kaçmak. Yenilgi bayrağını aradığımı gözlerimi kaçırışımdan anladığını anladığımda annemin pes etmenin yedinci günah olduğunu söyleyişi aklıma geliyor. Annemi arıyorum, annem çok uzakta. Kalk diyor ayağa, debelenme bir domuz gibi o çamurda. Kaç bin yıl önce dört ayak üzerinden doğruldun, zamanın sabrına küfür etme....