MELEK

beş hiç kusura bakma en fazla beş kez öperim seni üst dudağın nazlı olabilir parmak uçların tek başına kadın olabilir kirpiklerin kırılabilir dört denize düşen güneş gibi olabilir gülüşün hiç kusura bakma gözlerin aramıza girmese yanağına çoktan bir şiir asmıştım ince beyaz boynun olabilir zevk bile alabilirdim meme uçlarınla itmeseydin beni üç üç yaşımdaydım babamı bir melek kucakladığında sonradan öğrendim bütün tanrıların ölümü sevdiğini kutsal kitapların çelikten olduğunu iki ikimiz iki kentin tek hanesindeydik nüfus sayımlarında oysa kesmeseydi bıçak az önce elmayı kemirir dururduk içinde saklandığımız şehri bir bir uzun çıtadır gölgesinde oturduğumuz yaşlı, yorgun ışık geçirmez bir duvarın bu yakasıdır hayatımız.