Kayıtlar

Şubat, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

MECLİSE GÜLEN YÜZ ÇİZEN İNSAN: SIRRI SÜREYYA ÖNDER

Resim
  Cemal Süreya’nın 99 Yüz kitabındaki insan antolojisine yaklaşabilmenin bir denemesidir bu, ne kadar başarılı olurum emin değilim. Doğan Hızlan’ın ‘yergide ve övgüde aynı ustalığı gösterdiği, edebi dengeyi kurabilmiş’ dediği çizginin yanından geçebilirsem ne mutlu bana. Çıktığım yolun ne kadar zorlu geçeceğinin farkındayım. O zorluk daha çok insanları kırmadan, üzmeden az da olsa farklı bir pencereden gösterme çabası benimki.     Şimdilerde herkes onu meclis oturumlarındaki güleç yüzüyle hatırlasa da o genellikle nüktedan kişiliğiyle tanınır, bilinir. Meclis başkan vekilliği döneminde insanın doğuştan gelen haklarını unutanları, dil uzatanları ve ayıpla bakanları kendi üslubuyla uyararak yaşadığımız çağın içine davet etmesi, direteni iğnelemesi ve en son kertede inat edenleri kültürü, bilgisi ve felsefi donanımıyla dövmesi artık neredeyse bir ritüele dönüşmüş durumda. Takım elbiseli kravatlı insanların suratlarına gülen yüz emojisini çizen bıyıklı adam desem ban...

AŞKIN VE ACININ RENGİ: SEZEN AKSU

Resim
  Cemal Süreya’nın 99 Yüz kitabındaki insan antolojisine yaklaşabilmenin bir denemesidir bu, ne kadar başarılı olurum emin değilim. Doğan Hızlan’ın ‘yergide ve övgüde aynı ustalığı gösterdiği edebi dengeyi kurabilmiş’ dediği çizginin yanından geçebilirsem ne mutlu bana. Çıktığım yolun ne kadar zorlu geçeceğinin farkındayım. O zorluk daha çok insanları kırmadan, üzmeden az da olsa farklı bir pencereden gösterme çabası benimki. İnsanların yaşarken ne kadar sevildiğini ya da sevilmediğini bilmesi, durduğu yeri tartmasına vesile olabilir. Özellikle güzel sanatları icra edenlerin öldükten sonraki ‘ünleri’ sanatçıya ne kadar fayda sağlar bilemiyorum. Elbette burada pragmatik bir yaklaşımdan bahsetmiyorum. Santçının, yazarın, şairin, ressamın ürettiğinin karşılığını bir şekilde ( alkış, eleştiri, övgü, para ) alması, bilmesi en doğrusudur. Eserinin kullanım değerinin kendisinden sonraki zamanda kıymetlenmesi eserin üretim sürecini ( birikimini, sancısını, sevincini ) sahibin...

TERTEMİZ, LEKESİZ BR KARİYER: İLYAS SALMAN

Resim
  Cemal Süreya’nın 99 Yüz kitabındaki insan antolojisine yaklaşabilmenin bir denemesidir bu, ne kadar başarılı olurum emin değilim. Doğan Hızlan’ın ‘yergide ve övgüde aynı ustalığı gösterdiği edebi dengeyi kurabilmiş’ dediği çizginin yanından geçebilirsem ne mutlu bana. Çıktığım yolun ne kadar zorlu geçeceğinin farkındayım. O zorluk daha çok insanları kırmadan, üzmeden az da olsa farklı bir pencereden gösterme çabası benimki. İnsanların yaşarken ne kadar sevildiğini ya da sevilmediğini bilmesi, durduğu yeri tartmasına vesile olabilir. Özellikle güzel sanatları icra edenlerin öldükten sonraki ‘ünleri’ sanatçıya ne kadar fayda sağlar bilemiyorum. Elbette burada pragmatik bir yaklaşımdan bahsetmiyorum. Sanatçının, yazarın, şairin, ressamın ürettiğinin karşılığını bir şekilde ( alkış, eleştiri, övgü, para ) alması, bilmesi en doğrusudur. Eserinin kullanım değerinin kendisinden sonraki zamanda kıymetlenmesi eserin üretim sürecini ( birikimini, sancısını, sevincini ) sahibi...

YERALTINI SEVEN YÖNETMEN: ZEKİ DEMİRKUBUZ

Resim
  Cemal Süreya’nın 99 Yüz kitabındaki insan antolojisine yaklaşabilmenin bir denemesidir bu, ne kadar başarılı olurum emin değilim. Doğan Hızlan’ın ‘yergide ve övgüde aynı ustalığı gösterdiği edebi dengeyi kurabilmiş’ dediği çizginin yanından geçebilirsem ne mutlu bana. Çıktığım yolun ne kadar zorlu geçeceğinin farkındayım. O zorluk daha çok insanları kırmadan, üzmeden az da olsa farklı bir pencereden gösterme çabası benimki. Fazlalıklarını törpüleyen adam Hani, Bobbie Carlyle’nin kendini oyan heykeli var ya, adam elindeki çekiç ve keskiyle fazlalıklarını attıkça, kendini oydukça kendini yaratıyor, kendini buluyor işte Zeki Demirkubuz da tam olarak bunu yapıyor sinema dünyasında, her filminde biraz daha kendindeki fazlalıkları atıyor. Bazen filmlerinden daha fazla konuşuyor, bazen filmlerinin önünde gidiyor ve bazen de filmlerinde istediği derinliği yakalayamadığını filmin söylemesine fırsat vermeden sabırsız davranıyor. Aslında çoğunlukla kafasındaki senaryoyu, atmos...