Kayıtlar

Ocak, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

DÖRT YAPRAKLI YONCANIN EN CWSURU: FATMA GİRİK

Resim
  Cemal Süreya’nın 99 Yüz kitabındaki insan antolojisine yaklaşabilmenin bir denemesidir bu, ne kadar başarılı olurum emin değilim. Doğan Hızlan’ın ‘yergide ve övgüde aynı ustalığı gösterdiği edebi dengeyi kurabilmiş’ dediği çizginin yanından geçebilirsem ne mutlu bana. Çıktığım yolun ne kadar zorlu geçeceğinin farkındayım. O zorluk daha çok insanları kırmadan, üzmeden az da olsa farklı bir pencereden gösterme çabası benimki. Dört yapraklı yoncanın en cesuru… Sinema buketinin en renkli çiçeği, rol kartelâsındaki aranjmandan herkesin kapısının önüne fazlasıyla renk bırakan cefakâr, yürekli bir oyuncu. Perdenin sözde namus timsallerine, girdiği rollerle, karakterlerle cevap verirken perdeden taşan, kadının toplumdaki yerini her seferinde hatırlatmak zorunda kalan gözleri buğulu kadını… Umudu, şefkati, cesareti, isyanı ve direnişiyle halkıyla bütünleşen keskin bakışlı Fato. Sevdiğiyle arasına kimseyi istemeyen oyuncu Fatma Girik ya da halkın layık gördüğü ismiyle Fato. M...

EDEBİYATIN KALBİ: MURATHAN MUNGAN

Resim
  Cemal Süreya’nın 99 Yüz kitabındaki insan antolojisine yaklaşabilmenin bir denemesidir bu, ne kadar başarılı olurum emin değilim. Doğan Hızlan’ın ‘yergide ve övgüde aynı ustalığı gösterdiği edebi dengeyi kurabilmiş’ dediği çizginin yanından geçebilirsem ne mutlu bana. Çıktığım yolun ne kadar zorlu geçeceğinin farkındayım. O zorluk daha çok insanları kırmadan, üzmeden az da olsa farklı bir pencereden gösterme çabası benimki. Edebiyatta slalom yaparak bütün türlerde rüştünü ispatlamış, yazdığı her şeyi merakla bekleyen okuyucular yaratan bir şair o. Tuğla kalınlığındaki Şairin Romanı ile iyi bir yazar, Olmasa Mektubun şarkısıyla iyi bir şarkı sözü yazarı, Dağınık Yatak filmiyle iyi bir senarist derken bu liste böyle uzayıp gider. Mezopotamya’nın kadim şehirlerinden Mardin’i edebiyatta tanıtan; orada Kürtler, Araplar, Yezidiler ve Süryanilerin sırtladığı bir uygarlığı her satırına işleyen çalışkan bir yazı emekçisidir Murathan Mungan. İncinmiş yerlerimden iyileştir Gec...

2024: İNKAR YILI

Resim
  İnkârımı sürdüler önüme, geleneklerini bozmadan. Gelenekleri batsın. Sen, dediler, öyle kolay kolay var olamazsın. Bak burada geniş kapısı olan ışıklı bir oda var, gir içeri, bırak kendini, rahatla; bu stres sana yanlış yaptırır. Odanın çıkışında gözlerimin kamaşacağından o kadar eminler ki, şimdiden  kapının arkasına sakladıkları renkli elbiseleri görebiliyorum; akılları sıra renkli elbiselerle ayartacaklar beni. Işık bir ilizyon değil mi, ışıkta her şey rengini kaybetmiyor muydu, ışığınız size kalsın. İçeri açılan oda kapısından içeri girilir mi, ben dışa açılan kapıları seviyorum; sokağa, bulvara, caddeye… hiç mi düşünmezsiniz bunca işçi dışa açılan vardiya kapılarından neden akıyor hayata, sizin bana vaadettiğiniz ışıklı oda bir fabrika, günışığının girmediği bir yer; insan fabrikası. Geniş, içe açılan kapıdan giriyorsun rektefe edilmiş başka biri olarak çıkıyorsun, sağol, almayayım. Bana reva gördüğünü yaşarsın umarım. Yaşattığını yaşamadan gidersen ahım k...

ANADOLU RECONQUİSTASI

Resim
  Kanamanın önüne hiçbir şey geçemediğinde, fikirler bile kırmızıya boyanır. E.M.Cioran   Abdullah Ataşçı’nın Heder Ağacı’nın devamı olan Meryem’in Çiçekleri romanı yine aynı yayınevi olan Everest Yayınlarından kısa bir süre önce çıktı. Roman, Hamidiye Alayları uzantılarının Anadolu Ermenilerini yerlerinden yurtlarından göçertmesi üzerine kurulmuşsa da arka planda silik de olsa komitacıların eylemlerine de değinildiğine şahit oluyoruz. Romanı sırtlayan birkaç karakter var; Ermeni genci Adis, Müslüman hâkim Sinan ve yavuklusu Cavidan. Gerçi bunlarla bağlantılı olarak sonradan Adis’in kardeşi Rehan ve kuzeni Gewre ile Cavidan’ın sınıfını ve seçkin bir aileden geldiğini vurgulamak için Kürt Berivan da dahil oluyorlar ama yazar bizi Adis ve Sinan etrafında gelişen olaylar üzerinden tarihe tanıklığa davet ediyor. Ki okuyucu önceki kitabı okumamış olsa dahi ilk sayfalarında bunun  tarihsel bir roman olduğunu anlıyor. KARAKTERLERİN EŞKALİ ÖNEMLİ Mİ? Meryem'in Çiç...

SİNEMANIN DA YÜZ AKI, MÜCADELENİN DE: NUR SÜRER

Resim
  Cemal Süreya’nın 99 Yüz kitabındaki insan antolojisine yaklaşabilmenin bir denemesidir bu, ne kadar başarılı olurum emin değilim. Doğan Hızlan’ın ‘yergide ve övgüde aynı ustalığı gösterdiği edebi dengeyi kurabilmiş’ dediği çizginin yanından geçebilirsem ne mutlu bana. Çıktığım yolun ne kadar zorlu geçeceğinin farkındayım. O zorluk daha çok insanları kırmadan, üzmeden az da olsa farklı bir pencereden gösterme çabası benimki. Sanatçı denilince aklınıza ne geliyorsa her yönüyle içini dolduran birinden bahsediyorum. Halkının, ülkesinin, dünyanın bütün sorunları üzerine elinden ne geliyorsa yapmak için bir dakika bile düşünmeyen, en önde yürüyen biri. Barikatları yıkmak için gerekirse yumruklayıp tekmelemekten çekinmeyen kortejlerin dikenli gülü. Yeni yetme starların kırmızı halıda yürürken kırmızı halının kendisine tahsis edildiğini düşünüp şımaranlardan değil. Gerekirse köşesi kıvrılan halıyı kendi elleriyle düzeltebilecek tevazuda ve bunu yaparken gocunmayacak emek bi...