Kayıtlar

Mayıs, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İNSANLIK SONRASI

Resim
I am Mother filmi bir bilimkurgu filmi olduğu kadar gerilim öğeleri de barındıran insanlık sonrasını işleyen başarılı bir film. İnsanların karantina adı altında evlerine kapandığı dışarı çıkmanın ölümcül riskler taşıdığı bu günlerin psikolojine denk gelen, Grant Sputore’ın yönettiği Avustralya yapımı dram, gerilim bilimkurgu tarzındaki filmin asıl derdi ölümcül virüsler değil elbette ki.     Büyük bir yıkım ( sebebi açık değil ) sonrası dünya üzerindeki devam edilebilir bir hayata mercek tutsa da asıl mevzu yeraltındaki devasa bir sığınakta geçiyor. Makine ve yapay zekâlı robotların hâkim olduğu bu sığınakvari teknolojik ev, kıyamet diye tabir edeceğimiz dünyanın sonunu getiren biyolojik, teknolojik, kimyasal vs sonrasında insanoğlunun kendi soyunu devam ettirmesi için tasarladığı bir yer. Dışarı da olmayan, yetişmeyen her şey burada mevcut; depolanmış.     Filmin ana teması insan olmadan insan üretmek, tasarlamak, yaratmak mümkün mü? Bu soruyu tartı...

ŞANS TAŞI

Resim
Yoksulların pencereleri küçük olur, yoksullar, pencereleri küçük olan bodrum katlarda yaşarlar. Güneş ya az girer evlerine ya da hiç girmez. Dünyayı o küçücük pencerelerinde bile izlemeye, yorumlamaya fırsat bulamazlar. Çünkü onların daha büyük dertleri vardır; hayatta kalmak. Güneş, temiz hava, bol oksijen ve tatil onlar için lükstür. Hele eğlenceye ne zamanları vardır ne de imkânları; ancak kısıtlı olanakları ile başkalarının hallerinden ya da laf oyunları ile eğlenceli bir şeyler yaratabilir ve eğlenebilirler. Ve bu durumları dışarıdan biri için hiç komik değildir, acınasıdır.   SINIFSAL ÇELİŞKİLER     Parasite filmi, mutlu, her şeyleri yerinde ama ne zaman ki küçük bir pürüzün ( ayrılık, iflas, geçmişe ait sırlar ) ortaya çıkmasıyla dağılan aile ya da her bir ferdin birer terminatöre dönüşme hikâyesiyle açılmıyor, başlamıyor. Hayatın olağan akışındaki gerçek bir görüntüyle başlıyor. Bodrum katta yaşayan işsiz bir ailenin ekonomik imkânsızlıklarına rağmen ...

LEYLAN: BİR MENDİL NİYE KANAR

Resim
Viktor Shklovsky, Theory of Prose ’da şöyle der: "Başka bir deyişle, bir şeyleri her zaman görmek, onları aslında hiç görmediğimiz anlamına gelir. İşte edebiyat burada devreye girer, çünkü “organlarımıza yeniden his getirmek için, nesneleri hissetmemizi sağlamak, taşı taş gibi hissettirmek için insana sanat aracı verilmiştir” ve sanat tanıdık şeyleri ilk defa görüyormuşçasına görmemiz için yabancılaştırır ya da bunlarla ilgili “alışkanlığımızı kırar."    Selahattin Demirtaş’ın Leylan romanı günlük rutin hayatımızda sık sık görerek alıştığımız ve bir süre sonra artık tepki vermediğimiz, veremediğimiz olayların ve davranışların üzerine yeniden düşünmemizi ve hatta mümkünse uzun uzun düşünmemizi salık veren bir metin. Direnişin Estetiği İki bölümden oluşan Leylan ’ın çerçeve hikâyesini ikinci bölüm oluşturuyor. Zira birinci bölüm daha çok bir novella tadında ve uzunluğunda ki ikinci bölümle olan bağlantısı tek taraflı. İkinci bölümün çerçeve ...