SONUNDA ÖLÜM VAR

Yazar için zor olan yabancısı olduğu, bilmediği, tatmadığı, hissetmediği duyguları, düşünceleri başarılı bir şekilde, inandırıcı olacak bir dille anlatabilmektir. Kemal Varol, Jar ve Haw romanlarındaki geleneği Ucunda Ölüm Var da da devam ettiriyor. Bunu masal diline yaslanarak yapıyor. Dilin bütün olanaklarını; gücünü, tılsımını, etkisini kullanarak yer yer ve belki de planlı bir nöbetleşmeyle birinci tekil ağız ve üçüncü ağızdan anlatarak başarıyor. Yarım kalmış bir aşk hikâyesinin yollara düşüren, dramatik bir maceraya dönüşen, her seferinde sevdiğini bulamayarak heder olan ağıtçı kadının yıkılışına, tükenişine ve yeniden dirilen bulabilme umuduna, azmine, gayretine, inadına şahit oluyoruz. İnsan hiç sevdiğinin ölüsünü bulabilmesine razı olabilir mi, duyduğu her salada, gördüğü her cenaze evinde, hüzünlü, kederli bir mutluluğa kapılır mı? Bunun cevabının ne olduğunu Kemal Varol ucunda ölüm varda...